Gta vice city stories (play station versiyon)
sistem gereksinimleri:
- İşletim Sistemi: Windows 95 ve üzeri
- İşlemci: 800 MHz Intel Pentium 3 ve üzeri
- Bellek: 128 MB ve üzeri
- Ekran Kartı: 32 MB (DirectX 9 uyumlu)
- Boyut: 1,03 GB
Oyunda birçok karakter var. Bunların bir kısmıyla iş yapıyoruz bir kısmının b…
DevamıOyundan önce, oyunun kutusu ve paket içeriği hakkında bilgi vereyim. Jelatini…
DevamıAslına bakacak olursanız şu an okumakta olduğunuz yazı, yazarını, yani beni v…
Devamı
sistem gereksinimleri:
Oyundan önce, oyunun kutusu ve paket içeriği hakkında bilgi vereyim. Jelatini heycandan kopartıp yere atarken, bir yandan da PSP’min bitmiş olan pilini değiştiriyordum. Kutuyu açtım. Gözüme sadece UMD oyun diski takıldı. Gözüm başka hiçbir şey görmez oldu. Daldırdım elimi kutuya. Çıkarttım oyunu. Aldım PSP’yi elime. Yavaş ve nazik bir şekilde oyun soktuğumuz bölümü açtım ve oyunu yerleştirdim. Hazır oyun açılırken kutunun içinde başka ne olabilir düşüncesiyle yerden kutuyu kaldırdım. Orjinal GTA alanlar bilir. Kutunun içinden mutlaka oyunun tüm bölümlerinin yer aldığı detaylı bir harita çıkar. Hatta arkasında güzel bir kız resmi yer alır (hep ben ilk ona bakarım(!) ). Haritayı açınca şaşırdım. Gözüme çok büyük göründü. 3 kocaman, birbirine bağlı, GTA III’e benzeyen adadan oluşuyormuş oyun. Zaten oyunu takip edenler, oyunun GTA III’ün üzerine yapıldığını fakat temel görünümler hariç her şeyin değiştiğini bilir. Kutudan haritadan başka bir de gazete çıkıyor. Evet yanlış okumadınız, gazete! Yapımcılar oyunun kullanma klavuzunu, hikayesini ve diğer her türlü oynanış bilgisini çok güzel bir gazete tasarımında oyunculara sunmuşlar. Gerçekten çok güzel olmuş. Ellerine sağlık Rockstar. Daha oyuna başlamadan, GTA kalitesi yine konuşturdu.
Aslına bakacak olursanız şu an okumakta olduğunuz yazı, yazarını, yani beni vezir yada rezil edebilmesi açısından çok tehlikeli. Nereden tutup yazmaya başlasam o uçtan kopup ufak parçalara ayrılmaya fazlasıyla meyilli. Çünkü bir kantır jenerasyonunda yaşadığımı ve yazının asıl hedef kitlesinin de bu oyunu sevenler olduğunu biliyorum. Bilgisayar alemindeki oyun kültürü ve evrenini “dust” yada “aztec” ile sınırlandıran, sırf bundan para kazanmak amacıyla internet kafe açan, bunun dışında da CS manyağı olduğu halde PC ile alakası olmayan insanlarla aynı havayı teneffüs ettiğimi de biliyorum. Bu oyunu sevmediğimi, durumuna bağlı olarak sevenini de sevmediğimi bir çok kişi bilir, neden olarak da; aynı kişilerin aynı yerlerde düzenli olarak haftalarca, hatta yıllarca dönüp durmasını ve bunu her gün sanki önceki gün yaptığından farklı bir şey yapmamışçasına hevesle oynamasını rahatlıkla gösterebilirim. Şahsen ben zevk için oynadığım üç beş oyundan sonra sıkılırım, üstelik sadece bunu oynamak için internet kafelere asla gitmemişimdir, keza bilgisayarıma da şimdiye kadar hiç CS yüklemedim. Üzerinden onca zaman geçmiş olmasına rağmen bu oyundan bıkmayanları da aslında imrenerek izlemiyor değilim aslında; çünkü onlar hayatlarını sadece bir oyuna adarlarken, ben piyasayı takip edip bütün oyunlara büyük bir uyum göstermek zorundayım. İyi de, CS’den bu derece nefret eden birisinin bu yazıdaki parmağı ne olabilir? Cevabı işte bu iki nokta işaretinin sağında gizli: Source!!!f